1930'ların başında Türkiye, cam ürünlerinde tamamen dışa bağımlıydı. Cumhuriyet'in ilanından sonra, Atatürk ekonomik bağımsızlık için sanayileşme adımlarını hızlandırıyordu. Bu süreçte devlet eliyle pek çok fabrika kuruluyordu. Atatürk, Türkiye'nin kendi üretim gücüne sahip olmasını istiyordu. 1934'te Bakanlar Kurulu kararıyla Paşabahçe Cam Fabrikası'nın kurulmasını emretti. Bu görev Türkiye İş Bankası’na verildi. Fabrika, Birinci Beş Yıllık Sanayi Planı çerçevesinde inşa edilmeye başladı. Ülkenin cam ihtiyacını karşılamayı hedefliyordu. 1935'te tamamlanan fabrika, yalnızca iç talebi karşılamıyor, aynı zamanda yerli cam sanayisinin gelişmesine öncülük ediyordu. Atatürk, fabrikanın inşası sırasında Türkiye’nin cam sanayisinde dünya çapında bir üretici olmasını istiyordu. Yerli kristal üretimini de özellikle talep ediyordu. Bu fabrika Mustafa Kemal Atatürk için çok önemliydi. Hatta 24 Mayıs 1935 tarihinde fabrika inşaat halindeyken bizzat gelip tüm süreci inceledi.
Paşabahçe Cam Fabrikası, stratejik nedenlerle İstanbul'un Beykoz ilçesine bağlı Paşabahçe'de kuruldu. Bu bölge, cam üretiminde kullanılan silis kumu kaynaklarına yakın olmasıyla öne çıkıyordu. Ayrıca, Boğaz kıyısındaki konumu sayesinde hammadde ve ürünlerin deniz yoluyla kolayca taşınması mümkündü.
Fabrika kapılarını 4 Temmuz 1935'te büyük bir coşkuyla açtı. Açılışa dönemin başbakanı İsmet İnönü katıldı ve törende konuşma yaptı. Mustafa Kemal Atatürk, özel bir telgraf göndererek çalışanlara teşekkür etti. Ayrıca, Meclis Başkan Vekillerinden Hasan Saka, Atatürk’ün yakın arkadaşı Nuri Conker, General Ali Sait, İstanbul Valisi Muhiddin Üstündağ ve birçok milletvekili bu önemli etkinlikte yer aldı.
Fabrika, açılış sonrası 400 işçiyle üretime başladı. Başlangıçta; gaz lambası şişeleri, ilaç şişeleri ve cam ev eşyaları üretimi yaptı. Üretim süreçleri büyük ölçüde elle yapılıyordu ve bu ürünler, Türkiye'nin ithalata olan bağımlılığını azaltmaya yönelikti. İlk yıllarda üretilen cam miktarı, ülkenin iç talebini karşılayacak seviyeye hızla ulaştı. Fabrika, Şile ve Çatalca’dan sağlanan silis kumu gibi yerli hammaddeleri kullanarak üretim yapıyordu. İlk etapta hedeflenen gerçekleşmişti. 1940’ların ortalarında modern cam üretim tekniklerini kullanabilmek için makine ve ekipmanlarını Avrupa’dan, özellikle Belçika ve Çekoslovakya'dan temin etti. Hanrez ve Skoda marka şişe makineleri ithal edilerek üretimde kullanıldı. Bu makinelerin gelmesiyle yüksek verimlilik sağlanmış oldu.
1950'lere gelindiğinde, Paşabahçe Cam Fabrikası modernleşme yolunda büyük adımlar atıyordu. Bu dönemde, cam üretimi daha da otomatik hale gelmeye başladı. Özellikle Marshall Planı kapsamında Amerika Birleşik Devletleri'nden ithal edilen otomatik makineler, üretimde büyük bir verimlilik sağladı. Yıllık 5000 ton kapasiteye ulaşıldı. Türkiye’nin iç talebini karşılamanın yanı sıra ihracata da yöneldi. Paşabahçe Cam Fabrikası, 1948 yılında İzmir Enternasyonal Fuarı'na katıldı. Bu, Paşabahçe'nin ulusal ve uluslararası alanda daha geniş kitlelere ulaşması açısından önemli bir adımdı. Fuar, Türkiye'nin sanayi ve ticaret ürünlerinin sergilendiği önemli bir etkinlikti ve Paşabahçe burada ürettiği cam ürünlerini tanıtarak hem iç pazarda hem de uluslararası platformda kendine yer buldu. Aynı dönemde, ilk perakende mağazası da Beyoğlu’nda açıldı. Mağazanın açılması hem markanın tanıtımı hem de cam eşyalarının satışı açısından çok önemliydi.
1960 yılında Paşabahçe, Amerika Birleşik Devletleri'ne ilk ihracatını gerçekleştirdi. Bu ihracat, 150.000 dolar değerinde cam ürünlerinden oluşuyordu ve Paşabahçe'nin dünya çapındaki ilk büyük ticari başarısıydı. Aynı dönemde mekanik presleme sistemine geçilmesiyle ciddi bir modernleşme sağlandı.
Marka artık kendini dünya arenasına çıkarmaya hazırdı. 1971 yılında Paşabahçe, Lizbon’daki Uluslararası El Üretimi Cam Sergisi’ne katıldı ve tasarım konusunda uluslararası alanda kendini göstermeye başladı. 1976 yılında New York'ta temsilcilik açtı ve Chicago Fuarı'na ilk kez katıldı. Bu katılımla uluslararası pazarda yerini sağlamlaştırdı. 1982’de cam ev eşyaları pazarlanması ve toptan satış kanallarında daha etkin olabilmek için Paşabahçe Perakende Satışlar Ltd. Şirketi'ni kurdu. Aynı yıl ilk kez misket üretimine başlandı. Bu yıllarda fabrika da büyümeye devam etti.
· 1980 yılında Sinop Cam Fabrikası kristal cam üretimi yapmak üzere kuruldu.
· 1984’te Kırklareli Cam Fabrikası açıldı. Bu fabrika otomatik makinelerle soda camından cam ev eşyası üretimine başladı.
· 1996 yılında Mersin Cam Fabrikası, Kırklareli ve Beykoz’daki üretim kapasitesine ek destek olarak açıldı. Bu da cam üretimi kapasitesini artırmış oldu.
Yıllar ilerledikçe hem üretim güçlendi hem de fabrikaların teknolojisi ciddi oranda arttı. Üretimde otomasyon sistemleri ön plana çıkmaya başladı. Böylelikle iç ve uluslararası piyasada söz sahibi haline geldi. Rusya, Mısır ve Bulgaristan gibi ülkelerde cam üretim tesisleri açarak ihracat daha da artırıldı.
Bu gelişmeler sürerken, 2002 yılında Beykoz, Paşabahçe’deki ilk kurulan fabrika kapandı. Fabrikanın kapanma gerekçesi olarak yıllar içinde artan kentleşme ve artık şehir merkezinde kalması gösterildi. Şişecam buradaki üretimlerini diğer fabrikalarına kaydırdı. Bir süre sonra fabrika arazisinin turizm ve ticaret projelerine açılacağı gündeme geldi. Ancak fabrikanın korunması gerektiğini savunan pek çok kişi, kurum ve yerel halk girişimlerde bulunarak yıkıma karşı çıktı. Günümüzde bu fabrika, cama adını veren Paşabahçe semtinde metruk şekilde durmaktadır. Bacası, sanki bir konum işareti gibi birçok yerden gözükmektedir.
Cumhuriyetimizin ilk büyük girişimlerinden biri olan bu proje, Mustafa Kemal Atatürk'ün hayal ettiği gibi, bugün sadece Türkiye’nin değil, dünyanın önde gelen cam üreticilerinden biri haline geldi. Paşabahçe, kuruluşundan bu yana yerli üretimi güçlendirdi ve uluslararası arenada büyük başarılara imza attı. Paşabahçe-Şişecam, dört kıtada, 14 ülkede üretim yaparak, 150'den fazla ülkeye ihracat gerçekleştiriyor. Şişelerden otomobil camlarına kadar geniş bir yelpazede üretim yaparak Türkiye'nin gururu olmaya devam ediyor.
Gelin Anlatıyorum / Ekim 2024
Telif Hakkı © 2024 Gelin Anlatıyorum - Tüm Hakları Saklıdır.